Finlandiyalı boksör Ömer Kemilâinen, Ramazan ayını İstanbul'da geçiriyor. İHH'nın davetlisi olan 27 yaşındaki Ömer Kemilâinen 6 yıl önce Müslüman oldu. Yakın zamanda Müslüman olsa da aslında 4-5 yaşındayken kilise ayinlerine katılmanın kendisine son derece anlamsız geldiğini belirten Kemilâinen, “Kendimi hiçbir zaman Hristiyan olarak düşünmedim. İsa'ya bir peygamber olarak inadım; ama Allah'ın bir çocuğu olabileceği fikri bana hep saçma geldi. Allah'a ibadet etmenin yolunun bu olmadığını düşünüyordum” diyor.
DOMUZ ETİ HİÇ YEMEDİ
Domuz etini küçük yaştan itibaren garip bir hisle yeme isteği bulunmadığını ifade eden Kemilâinen, ailesinin bir gün barbe tütsü küde domuz eti yeme ısrarına henüz 8 yaşında, “Ben Müslümanım domuz eti yiyemem” yanıtını vererek Hristiyan olmadığını ilk kez ilan ettiğini anlatıyor. O dönemde yaşı küçük olduğu için ailesinin bu konu üzerinde fazla durmadığını söyleyen Kemilâinen, o dönemden sonra Müslümanlık üzerinde sık sık düşündüğünü vurgulayarak bu süreci şöyle anlatıyor:
“O zaman tam bir Müslüman değildim. Bir gün tv izlerken Kâbe'yi tavaf eden ve namaz kılan Müslümanları gördüm. Ve kendi kendime dedim ki; Allah'a ibadet etme şekli bu olmalı. Sonrasında boks antrenmanları yaptığım spor salonunda Fas'lı bir Müslümanla tanıştım. O bana Müslümanlığı anlattı ve bir gün Kur'an-ı Kerim hediye etti. Bana İslam'ı tamamen anladıktan sonra Ömer adını vereceğini söyledi. Ben de yıllarca araştırdıktan sonra 6 yıl önce Müslüman oldum. 5 yıldır da 5 vakit namazımı kılıyorum. Son derece mutluyum.”
ÇEVRESİ DIŞLADI
Genç boksör, Müslüman olduğunu ailesine 6 yıl önce açıklamasının ardından annesi tarafından tamamen reddedilmiş. Ömer Kemilâinen, annesinin kendisine “Madem Müslüman oldun bu evden hiç dönmemek üzere git” demesinin kendisini çok yıkmadığını belirtiyor. “Çünkü bizim aile bağlarımız çok güçlü değildi” diyen Kemilâinen, Müslümanlığı seçen sahabenin de ailesi tarafından aynı tepkiyle karşılaştığını belirterek, “Tabii ben onlara hiç bir şey demeden evi terk ettim. Mutlaka üzüldüm; ancak yapacak bir şey yoktu. Zaman geçmesi gerekiyordu. Müslümanlığı seçmemin ardından çok varlıklı olan ailemin desteği de kesildi. Bir çok arkadaşım benimle görüşmedi. Boksör olduğum için çok iyi kazancım oldu. Ancak iki yıl önce geçirdiğim rahatsızlık sonucu hâlâ tedavim sürüyor ve maçlara çıkamıyorum. Müslüman olmam nedeniyle iş bulamadım ve birikimimi kullandım” şeklinde konuşuyor.
HAYATI BELGESEL OLDU
Kemilâinen'in hayatı, yaşadıkları ve farklı kişiliğiyle Finlandiya'nın en ilginç üç kişisinden birisi olarak kabul edilmesi üzerine AB destekli bir proje ile hayatı belgesel olmuş. İki yıl film ekibi tarafından gün gün izlenen Kemilâinen'in belgeseli en iyi film seçilmiş ve Türkiye'de de televizyonlarda üç kez gösterilmiş.
İSTANBUL'DA RAMAZAN FARKLI
Daha önce iki kez Ramazan'ı Birleşik Arap Emirlikleri'nde geçirdiğini kaydeden Kemilâinen, İstanbul'da bu mübarek ayı geçirme kararını ise “Çünkü İstanbul tarihi ve kültürel anlamda çok zengin. İnsanlar sıcak. Burada Ramazan çok güzel geçiyor” sözleriyle açıklıyor. Sık sık çok sevdiği Fatih Camii'ne giden Kemilâinen'in tek sorunu ise Türkçe bilmemek ve İstanbullular ile kaynaşamamak. Ömer Kemilâinen, Türkçesini ilerletmeye çalışıyor.
HZ. ÖMER'E BENZEMEK DERDİNDEYİM
Kemilâinen, Velı -Matti olan adını neden Ömer olarak değiştirdiğini şöyle anlatıyor: “Boksörüm ve hiçbir maçımda yenilmedim. Arkadaşım bana Hz. Ömer'in bileğinin kuvvetli; aynı zamanda çok adaletli olduğunu söyledi. Ben de Hz. Ömer gibi güçlüyüm ancak, adaletsiz güç zalimliği, adaletli ama güçsüz olmak da acizliği getirir. Ben gerçekten de Hz. Ömer gibi olmaya çalışıyorum” sözleriyle anlatıyor.
Kategori : GÜNCEL