2010 Dünya Basketbol Şampiyonası’nın evsahibi Türkiye, Euro 2009’da kötü bir sınav verdi. İbo’ya ‘Sorumlu kim?’ diye sorduk, bir dokunduk bin tane ah işittik!
ÜST üste 5 galibiyetten sonra Eurobasket’i madalyasız kapatmamız büyük tartışma konusu oldu. Sana göre esas suç kimde?
“Oyuncularımızın göstermiş olduğu mücadele ve kazanma isteği üst seviyedeydi. Ama sadece mücadele gücü madalyaya yetmedi. Avrupa Şampiyonası gibi elit bir turnuvada yetmeyeceği de zaten başından belliydi. Hatalar oyuncu seçimlerinden başlıyor. ’Sorunsuz adamlardan bir kolej takımı yaratmak istiyoruz’ düşüncesiyle hücum potansiyeli düşük bir takım oluşturduk. Bu takımı yönetmek çok kolay olabilir ancak asıl önemli olan 12 yıldızı yönetmektir. Eğer yıldızlara birlikte defans yaptırıp, mücadele düzeyini yükseltip, gerektiğinde kenarda oturmasını öğretebiliyorsak takım, gerçek anlamını bulur.
Beş senedir görevdeki teknik adamın hâlâ takım iskeletini oluşturamadığı ortada. Kerem Tunçeri ve Ömer Onan’ı 3 sene önce yaşından dolayı kadroya almayan bir teknik adamın, 32 yaşındaki Bekir’i 2010’a bir sene kala kadroya almasını anlamak mümkün değil.
Fatih Solak’ı Tanjeviç’i virginia seo n ne kadar sevdiğini ve oyun anlamında nasıl kullandığını yakından biliyorum. Fatih’in kadrodan son gün çıkarılmasının sadece Tanjeviç’e ait bir karar olmadığını düşünüyorum. Demek ki Tanjeviç’e rağmen kadroya müdahale edenler var.”
KİMİ kastediyorsun?
“İSİM vermek istemiyorum ama Tanjeviç’in üstünde etkili oyuncular olabilir.. Milli Takım’a o seneyi en formda geçirmiş oyuncular seçilir. Oysa bizde böyle olmadı.. Kalitenin bu denli düşük, yıldız oyuncuların az olduğu bir turnuvada madalya almak işten bile değildi. Milli Takım’ın hücumda problem yaşadığı gerçek. Turnuvadaki en doğru yaptığımız iş Kerem ve Ender’in Ömer Aşık ile oynadığı ‘pick and roll’lardan bulduğumuz sayılardı, o da rakipler Ömer’in faullerdeki problemini anlayıncaya kadar. Allahtan Ersan harikaydı, yoksa maç başına 50 sayıyı bile kolay kolay geçemezdik.
Kerem Gönlüm’ün cezasından dolayı Ersan’ın 4 numarada oynadığını unutmayalım. Eğer Kerem olsaydı, Ersan Tanjeviç’in ısrarla onu kullandığı 3 numarada oynayacak ve bu kadar verimli olamayacaktı.”
TANJEVİÇ’İN başka teknik hataları var mıydı?
“Takımın en önemli bölgesi olan 4 ve 5 numaralı pozisyonlar için etkili hücum organizasyonumuzun olmaması gerçekten düşündürücü. Sırtı dönük oynama özelliği olan Oğuz’dan hiç faydalanamadık. Tanjeviç’in Avrupa Şampiyonası’na bu düzeye alışkın sadece 2 forvetle gelmesi en büyük yanlışlardan biri. Zaten Ömer Onan hastaydı. Ne Bekir ne Sinan ne de Engin hücumda işler sıkıştığında skor üretebilecek oyuncular değiller.
BU özelliklerdeki tek oyuncu olan Hidayet’i beklemekten başka çare kalmadı. Ona topu verip organizasyon yapmadan sayı atmasını beklemek sert ve kalabalık savunma yapısındaki Avrupa basketbolunda geçerli bir yol değil. Hido’yu düzen içinde ona özel çizilmiş efektif setlerle kullanmayı düşünmeliydik.
Şöyle bir örnek vereyim: Panathinaikos’ta oynarken, koç Obradoviç öyle setleri çizerdi ki, takım hep boşken topu benim elime geçirirdi.. Bu sayede sezonu % 55 üçlük isabetiyle bitirmiştim.. Organize hücum ederdik yani.. Oysa Türkiye’ye bakın.. Son saniyede kullandığımız ve yenilgiyle biten hücumların hepsi sallapati, rastgele kullanılan atışlar.. Çok iyi biliyorum ki, Tanjeviç son hücumları tahtada çizmiyor.. Oyuncular kendileri karar veriyorlar.. O zaman da boş şutu bulmak da, sayı yapmak da güçleşiyor.”
Alan savunması ısrarı başımıza bela oldu
“Hakem şikâyetleri artık demode.. Biz neler gördük şimdiye kadar.. Son Yunan maçına bakalım mesela.. Masa hakemleri, Ersan topa dokunduğu anda 24 saniyeyi sıfırladıkları için Yunanlılar’ın attığı nizami basket geçerli sayılmadı.. Ve 4 saniye verilip hücum şansı tanındı. Alan savunmasına devam edip, 4 saniye içinde rakibin en iyi şutörüne bomboş üçlük attırıyoruz.. Burada hakeme niye kızalım, hatayı kendimiz yapıyoruz..”
‘FIBA bizi engelliyor’ masalını bırakalım
“Sonuçta bu turnuvada sadece 6 tane iyi takım vardı, biz ise sekizinci olduk.. Hiç zorlanmadan, çok rahat ilk 4’e girmeliydik.. Türk sporunun artık mazeret üretmekten vazgeçmesi gerekiyor.. Sürekli hakemleri hedef gösteriyoruz.. Sanki biz taktiksel açıdan çok iyiydik, kenardan çok iyi yönetildik, en iyi kadroyu kurduk da, FIBA bizi engelliyor.. Yorgunluk filan da bahane olamaz, takımın enerjisini ekonomik kullanmak koçun görevidir..”
Yoksa Milli Takım’ı Hidayet mi seçiyor?
“Geçmişte yaşananlardan dolayı Mehmet’in Milli Takım için çok istekli olmadığı bir gerçek. Ama Tanjeviç’in de Mehmet’i kazanmak gibi bir gayreti yok. Şu anki tabloda Mehmet’in bu takıma kazandırılması şart. Ama turnuva bitiminde bir kare gözüme battı.. Hidayet konuşurken, ’Kerem’le birlikte oynayacağız’ gibi birşey söyledi.. Niye Kerem? Milli Takım’a kimin seçileceğine Hidayet mi karar veriyor?”
Kategori : SPOR